DOÇ. DR. AHMET YILDIZHAN ANLATIYOR; ”BELİNİZDEKİ AĞRILARI HAFİFE ALMAYIN!”

DOÇ. DR. AHMET YILDIZHAN ANLATIYOR; ”BELİNİZDEKİ AĞRILARI HAFİFE ALMAYIN!”

Belinizdeki ağrıları hafife almayın! Yaş ilerledikçe omurilik kanalı daralıyor…

Spinal stenoz ya da toplumda bilinen adıyla dar kanal hastalığı orta yaş ve üzeri kişilerde sıkça görülmektedir. Yaşlandıkça daralan omurilik kanalı farklı yönlerde daralarak omuriliği adeta boğabilmekte ve bu durum sonucu şiddetli ağrılar ile kendini göstermektedir.

Omurga kanalı darlığı, tedavi edilmediği takdirde kişilerin günlük hayatını olumsuz etkileyerek yaşam kalitesini düşürebiliyor.

Omurganın kemikten ve kıkırdaktan meydana gelen insan iskeletinin temel ekseni olduğuna dikkat çeken Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, omurganın vücuda destek olduğunu, konum ve yapı itibariyle çok önemli olan omurgada dar kanal hastalığı başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini belirtiyor.

Son yıllarda sıkça görülen omurga rahatsızlıklarından biri olan omurgada dar kanal hastalığı ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, insan vücudunun en önemli noktalarından olan omurgada yaşanan sorunların, hayat kalitesine doğrudan yansıdığından dolayı kısa sürede teşhis ve tedavi edilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Omuriliği koruma görevine sahip olan omurga kanalının, bazen dış etkiler, bazen de çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle daralabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, bu durumda ortaya çıkan dar kanal hastalığının ilerlemeden tedavi edilmesi gerektiğini dile getirerek omurga hakkında şu bilgileri veriyor: “İnsan omurgası 33-34 adet omurdan oluşuyor. İlk 24 omuru boyun, sırt ve bel omuru olarak üçe ayırmak mümkün. İnsanda 7 adet boyun, 12 adet sırt ve 5 adet bel omuru bulunuyor. Bel bölgesinde yer alan omurlar Lomber vertebra olarak bilinir ve L1, L2, L3, L4 ve L5 olarak adlandırılıyor. Belde dar kanal hastalığı lomber vertebra bölgesinde görülüyor ve yaygın olarak L4-L5 seviyesinde meydana geliyor. L5-S1 ve L1-2 seviyelerinde daralma çok nadir görülüyor. L4-5 seviyesi ile birlikte en çok daralma görülen seviyeler L3-4 ve L2-3 seviyeleri oluyor. Tek bir seviyede başlayan ve tedavi edilmediğinde diğer seviyelere doğru yayılan dar kanal hastalığı için ameliyatla tedavi gerekebiliyor.”

Dar kanal hastalığı teşhisi nasıl konuyor?

Omurgadaki dar kanal hastalığının uzun yıllar boyunca yavaşça ilerleyebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, hastalığın bel fıtığı ile kolay karıştırılabildiğinden dolayı teşhisinin çok gecikebileceğinin altını çizerek hastaların çok ilerleyen yaş gruplarında dar kanal ameliyatı olmak zorunda kalabildiğini söylüyor.

Omurga kanal darlığının bel ve bacak bölgesinde ağrıya, kramplara ve uyuşmaya neden olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, hastalığın ilerledikçe yürüme bozukluğuna ve yürüme mesafesinde kısalmaya neden olduğunu anlatıyor. Yıldızhan, idrar ve dışkı kaçırma, cinsel fonksiyonların bozulmasının da, dar kanal hastalığında görülebildiğini, boyun bölgesinde meydana gelen omurga kanal darlığının ise kolları da etkilediğine dikkat çekiyor.

Dar omurga kanalı rahatsızlığının, sessiz bir şekilde ilerleyerek oldukça ileri yaşlarda kendini gösterebileceğini anlatan Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, “Omurilik kanal daralması ile ilgili doğru teşhisi koymak için hastaların omurga kanal çaplarına bakılarak dar kanal hastalığının ne durumda olduğu teşhis edilebiliyor. Teşhisi yaparken ayrıca efektif kanal alanının da göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu durumda ilerleyen yaşlarda vidalama gibi uzun süren ameliyatların yerine daha kısa süren Mikroteknikle İnternal Dekompresyon yöntemi ile dar kanal ameliyatı tercih edilmelidir.  Ayrıca bu yöntem ile hastaların daha kısa sürede normal günlük yaşantılarına dönmeleri önemli bir avantaj. Dar kanal hastalığında ameliyat kararının uzman hekimler tarafından verilmesi ve gerekli tetkiklerin detaylı olarak yapılması gerekiyor. Genellikle ilerleyen yaşlarda görülen bu rahatsızlık, genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Omurgada dar kanal hastalığı büyük ilerleme yaşanmayan ve çok geç kalınmayan durumlarda tamamen tedavi edilebiliyor. Hastalar tekrardan standart yaşam kalitesine ulaşabiliyor. Bu nedenle teşhis ve tedavi süreçleri büyük önem taşıyor.

Omurilik kanal daralması nasıl tedavi ediliyor?

Omurilik dar kanal hastalığı tedavisi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, yürüme mesafesi giderek kısalan, ayakta kalmakta güçlük çeken ve sadece öne eğik duruş pozisyonu ile hareket edebilen hastalar için dışardan yapılan müdahalelerin, fizik tedavinin ve çeşitli ilaç uygulamalarının yetersiz kalacağını söylüyor. Bazı durumlarda hastanın normal sağlıklı haline dönmesi için geç kalınmış olsa da cerrahi müdahalenin hastanın daha da kötüleşmesini engellemek için kaçınılmaz olduğunu ifade eden Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, ‘’Dar kanal hastalığı belirli bir seviyede sona eren ve öylece bekleyen bir hastalık değil. Her geçen gün daha da kötüye giden bir rahatsızlık olduğundan dolayı hangi aşamada olursa olsun tedavi edilmeli. Spinal stenoz yani dar kanal olarak bilinen rahatsızlığın tedavi yöntemlerinin hastaya net olarak söylenmemesi bu alanda tedavi ihtiyacı olan insanların kararlarını olumsuz olarak etkiliyor. İnsanlar genel olarak bilmedikleri tedavilerden çekiniyor. Ancak tedavi uygulanacak ya da ameliyat edilecek bölge omurga olduğu zaman çok daha fazla soru işaretine sahip oluyorlar. Bu nedenle hastalar iyi aydınlatılmalı’’ dedi.

Yıldızhan, ‘’Omurilik kanal daralması hastalığı için geliştirilen yeni tedavi ve ameliyat teknikleri mutlaka hastalara aktarılmalı, doğru bilgilendirme yapılmalı. Günümüzde uygulanan Mikroteknikle İnternal Dekompresyon tekniği ile dar kanal hastalığı kolayca tedavi edilebiliyor. Mikroteknikle İnternal Dekompresyon yöntemi omurga kanal darlığı tedavisinde uygulanan eski yöntemlere göre oldukça etkili ve daha avantajlı bir tedavi şekli olarak öne çıkıyor. Hastalara herhangi bir şekilde vida ya da protez konmaması hem ameliyat sürecinin hem de iyileşme sürecinin daha rahat atlatılmasını sağlıyor.  Bu gerçekler kendilerine anlatılınca omurgada dar kanal hastalığı olan kişiler daha kolay bir şekilde ameliyata karar veriyorlar’’ diyerek sözlerini bitirdi.

Nöroşirurji Uzmanı

Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan