Nazif İlker Sezdi Kaleme Aldı: "Tıbbi Cihazlar ve Yerli Üretim"
Sağlık sektörü ve içinde barındırdığı teknolojiler, tüm dünyada çok ciddi miktarda yatırım yapılan ve kaynak aktarılan sektörlerin başında geliyor.
İnsan ve hayvan sağlığı, her bakımdan hepimiz için öncelik arz eden bir durum. Vazgeçemeyeceğimiz sağlık hizmetleri, içinde bulunduğu sektörü de önemli kılıyor.
Ülkemizde, sağlık hizmetlerinde çok yoğun bir şekilde kullanılan tıbbi cihaz ve sistemler de bu bakımdan ülke harcamalarının önemli bir kısmını oluşturuyor.Bu haliyle, oldukça dışa bağımlı bir durumu da görmek zor değil. Kullanılan birçok tıbbi cihazlar yurt dışından ithal edilmekte ve aslında bir takım zorlukları da beraberinde getirmektedir.Bu zorlukların başında finansman yükü, ürün desteği ve teknik servis hizmetlerinde yaşanan aksama ve gecikmeleri sayabiliriz.Tüm bu süreçleri ülkemiz yararına geliştirebilmek için elbette ki en doğru seçim ve yöntem, vizyoner bir bakış açısı ile üretimleri ülkemiz geneline yaymaktır.
Uzun yıllar, belli ürünlerde sağlık hizmetleri kapsamında alışılagelmiş ve artık neredeyse vazgeçilmez duruma getirilmiş yurtdışı kaynaklı tıbbi cihazlar yerine, muadil ürünleri ülkemizde üretmek artık üzerinde çok ciddi düşünülmesi gereken bir durumu ortaya koymaktadır. Şartnamelerde yıllarca yer alan “ürün yerli olmamalıdır” benzeri maddeleri çok okuduk. Bu yaklaşım, bizim ayağımıza sıktığımız bir kurşun olarak hep bizi engelledi. Yerli üreticilerin belki de var olan hevesini de kırdı, mücadele edenleri yıldırdı ya da vazgeçirdi. Yine de, son 5-6 yıla baktığımızda, oluşan sektörel kümelenmeler, özellikle cerrahi, ortopedik ve sarf malzemeler alanında bir takım ön yargıları yıkmayı başardı, mali bakımdan ciddi iç finans kolaylığı sağladı, en azından paramızı ülkemizde değerlendirilmesine imkân verdi.
2020 yılında pandemi ile birlikte gelen bu konudaki farkındalık, ilk olarak kendisini Yoğun Bakım vantilatör üretimi ile gösterdi. Bu işe devletin büyük eli dokunduğunda ne mucizeler yaşandığına tanık olduk ve çok kısa bir süre içerinde Ticaret Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı destekleri ile çok ani gelişen yoğun bakım vantilatör üretimi sağlandı hatta diğer ülkelere ihracatı bile sağlandı. Son derece üst seviye teknik bilgi, teknik donanım ve hassasiyet ile üretilmesi gereken tıbbi cihazların ülkemizde iyi bir projeksiyon ile ele alındığında üretilebileceğini gördük, yaşadık. Arçelik tesislerinde, devletin de desteği ile inanılmaz bir süratle üretim aşamasına geçen ve seri üretimine başlanan Biosys marka yoğun bakım ventilatörleri, tıbbi cihaz üretimi konusunda üretimi düşünen her girişimci için bir rol model olarak tarihte yerini alacaktır. Son 2 yıla baktığımızda aslında bu konuda girişim ve girişimci saysında bir artışın olduğunu görmezden gelemeyiz ve bu ülkemiz için büyük bir değer. Aslen üretim bir kültürdür, öncesinde fikrin oluşması, tasarımı, üretime dair tüm etapların takvimlendirilmesi, planlaması, gerekli komponentlerin tedariklerinin sağlanması, alt yapı ve iş gücü kaynağının hazırlanması, proje yönetimi, her bir unsuru ile bir kültürdür. Bu kültürü, genç mühendislere, tasarımcılar, yazılımcılara ve teknik insan kaynağına aktarmak ve öğretmek gerekir. Evet zaman maliyeti yüksek ve uzun sürüyor, ama bir süre sonra bu kültür, usta-çırak ilişkisi içinde yerini alıyor ve üretim düşüncesi genç beyinlerde yer almaya başlıyor. Bu bir aşama, bunu sağlamak ve desteklemek, bu tür projeler için kuluçka alanları açmak her ülkenin stratejik sektörleri açısından elzem, tıbbi sağlık sektörü gibi.
İyi insan kaynağı, iyi eğitimden geçer demek için alim olmaya gerek yok, bu sebeple, teknik eğitim veren eğitim kurumlarının da desteklenmesi, bilim insanlarına yol açılması ve bu vizyoner fikirlerin ve üretim kültürünün öğrencilere aktarılması gerekir. Bu sebeple, ülkemizin de sağlık sektörünü stratejik bir sektör olarak finansal ve insan kaynağı bakımından desteklemek bir milli politika olarak sürdürülmesi vazgeçilmez bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemiz, genç insan kaynağı ve kaynakları bakımından son derece zengindir. Bunu değerlendirdiğimiz sürece başarı gelecektir.
Bu vesile ile tüm okurlara selam ve saygılarımı iletirim.
Nazif İlker Sezdi
BsEE – MS Biyomedikal - MBA